Eğitim Bir Sen "sendikal hukuk mücadelelerini" anlatan kitapçığı yayınladı. Ali Yalçın önsözde şunları yazdı:

ÖRGÜTLÜ HAK MÜCADELEMİZ KURUMSALLAŞMIŞ HAKSIZLIĞA KARŞIDIR

Hukukun meşruiyeti esas alan kurumsallaşması hakkın üst ve kutsal değer olarak benimsenip yaşatılması sebebiyledir. Hakkın meşruiyete dayalı olmayan bir zeminde var kılınmak istenmesi durumunda, hukuk doğasına uygun yerini bulmaz, toplumsal ilişkilerde zafiyet oluşur. Hukuk, hakkı esas alan ilkelerin, toplum sözleşmesiyle herkesçe kabul edilmiş birlikte var olma iradesinin sistematiğidir. Mağduriyetlerin giderilmesinde toplumsal örgütlenmelerin rolü ve görevleri büyüktür.

Bu anlamda sendikaların da içinde olduğu sivil toplum örgütleri, çıkar, değer, sınıf veya başka diğer aidiyetlerin fert ve kamu yararını gözetecek bilincini üretir. Geniş katılım ve ortak paylaşımlarla toplumsal uyum ve huzurun kökleşmesi, insanların kitlesel aidiyetlerle topluma dâhil olmalarıyla sağlanır. Hukuk, en temel medeniyet değeridir. Toplumun değişen ihtiyaçlarına ve değişen şartlara göre hukuku yeniden tanzim etmek, yaşayan değer ve ölçü olarak evvela hukuku anlamlı ve canlı kılacaktır. Hak ve hakkın tecelli ve teslimine imkân veren mahiyetiyle hukuk, taviz verilecek, şurasından burasından çekiştirilerek sündürülecek bir kurum değildir, olmamalıdır. Olması durumunda, yani hukukun itibar kaybettiği durumlarda, toplumu bir arada tutan anlam ve medeniyet değerleri gevşemiş demektir. Gevşeklik toplumsal savrulmaları beraberinde getirecektir. Orada hukuk mantığını, mantık hukukunu yitirir; kaos olur. Hayatın engellenmez, durdurulmaz akışı, kaosa kendi alışkanlığını veya kuralını oluşturma fırsatı verebilir. Çünkü bütün engel ve olumsuzluklara rağmen varlık ve hayat, mutlaka kendine bir yol, bir çıkış bulacaktır.

Medenî ve örgütlü toplumlar, sebep-sonuç ilişkisi ve hayatın doğal diyalektiğini zamanında algıladıkları için, hesap dışı tazyikleri önceden tanır, tanımlar, yasal çerçeveye kavuşturur. O nedenle, hak ve hukuka dayalı toplumlarda her şeyin yeri, sınırı bellidir. Hangi sebeplerin hangi sonuçlar üreteceği, hangi sonuçların hangi karşılıkları bulacağı bilinir. Orada keyfîliğe, sorumsuzluğa yer yoktur. Biz başından beri bütün imkânlarımızla, ekmeğini emeğiyle kazanan kamu görevlilerinin hakkını, hukukunu ve insanlık onurunu korumak için mücadele verdik, veriyoruz. Sendikal Hukuk Mücadelemiz 4 3 Önsöz Hak ve hakikat mücadelesi bizim varlık amacımızdır. ‘Hak namına haksızlığa ölsem tapamam’ diyen bir neslin ‘Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım’ diyen kuşağı olarak bizim asıl hareket programımız, hakkı kurumsallaştırarak hâkim kılmaktır. Eğitim-Bir-Sen olarak, her türlü baskının karşısında olduk. İnanç ve düşünce özgürlüğünün pratik kazanımlarla kökleşmesinde, ‘toplu sözleşme’ gibi tarihî dönüşümlere yol açan kazanımlarla hak ve hukukun yerleşip yaygınlaşmasında öncü olduk.

Bütün kazanımlarımız demokratik, hukuk toplumu olma yolunda bir aşama kaydetmemizin yolunu açmıştır. Yolu açılan, kamu görevlileriyle birlikte Türkiye’dir. Biz, yolu kapanmış, kapatılmış bir Türkiye’de kimsenin çıkış bulamayacağını biliyoruz. Bu kitapta, kanunların bize verdiği yetki ve sorumluluk ile örgütlülüğümüzden aldığımız güçle verdiğimiz hak arama mücadelesinin genel aşamalarını, özel kesit ve örneklerini bulacaksınız. Hakkın tecellisi için örgütlü mücadelenin önemini tescil etmesi bakımından da önemli mesajlar içeren bu kitap kaynak niteliğindedir. Bu eserin meydana gelmesinde emeği geçenlerle, bu eserde yer alan ama bunun da ötesinde bu esere sığmayacak kadar hacimli, kazanılmış davalarda görev alan avukatlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.

Ali YALÇIN Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı

Kitapçık için: https://www.ebs.org.tr/ebs_files/files/yayinlarimiz2021/Sendikal_Hukuk_Mucadelemiz_4.pdf